Geçen hafta önceki başkan Şahabettin Önkol’un istifası ile boşalan Üyelik ve Sicil Kurulu seçimi ile ilgili Olağanüstü Genel Kurul’umuz yapıldı. Genel Kurul’umuza maalesef 2 bin civarı katılım oldu. Kulübümüzün üye sayısının 50 binlere dayandığı bir dönemde bu katılım benim için üzüntü verici oldu.
Beşiktaş’ımızın Anayasası olan tüzüğümüzün yeniden yapılması nedeni ile yapılan Tüzük Tadil Kongremize de katılım bin civarı olmuştu. Her iki kongremizde de katılım yaklaşık % 5-6 oranı seviyesinde kaldı. Camiamızın bu durumu değerlendirmesi ve katılımcı demokrasiye sahip yapı oluşturması gerekmektedir. Aksi halde kulübümüze üye olmanın manası kalmamaktadır. Kongrelerimizde maalesef katılım konusunda sınıfta kalıyoruz. Ne bürokrasiden ne siyasetten ne sanat dünyasından ne sporcu camiasından, ne akademi / bilim dünyasından ne ekonomi çevresinden kongremize katılım sağlayamıyoruz.
Umarım Beşiktaş’ın eli, ayağı, yüzü, gözü, dili olan organlarımız bu konuda bir kurul oluşturur ve konuyu masaya yatırır. Aksi halde hep aynı isimlerin konuştuğu, hep aynı yüzlerden oluşan kongreler yaşamak durumunda kalacağız ki bu Beşiktaş’ın marka değerine zarar vermektedir ve vermeye devam edecektir.
Beşiktaş’ın gündeminde TFF seçimleri neden yok?
Kongremizin haricinde gündemde olması gereken bir diğer konuda 18 Temmuz’da yapılacak olan Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlık seçimidir. Neredeyse son 40 yıla bakıldığında Beşiktaş camiasının pasif kaldığı bir seçim süreçleri yaşanmaktadır. Şenez Erzek / Haluk Ulusoy döneminden başlayan Mehmet Büyükekşi dönemine kadar TFF Başkanlarına bakıldığında her daim futbol liginde yarış halinde olduğumuz rakiplerimiz tarafından belirlenmekte ve kendilerine yakın isimler seçilmektedir. 35 yıllık döneme bakıldığında adaletin sağlandığı tek bir dönem vardır; Beşiktaşlı Hasan Doğan’ın başkanlığı dönemidir. Kısaca Haluk Ulusoy’dan başlayan adaletsizlikler silsilesi son olarak Mehmet Büyükeşi dönemine kadar gelmiştir. Bu durumun en büyük etkisi ise iki önemli kurulda yaşanmaktadır. Merkez Hakem Kurulu’ndan Tahkim Kurulu’na da hep rakiplerimiz baskın çıkmakta ve kurullarda at oynatmaktadır.
Beşiktaş’ın sporcuları konu olduğunda bir gecede TFF kanunlar değiştirmekte, geçmişte yaşadığımız üzere tesislerimize doping için heyet gönderilmekte, yöneticilerimiz konuştuğunda büyük meblağlarda cezalar kesilmektedir. Bunlar yetmez gibi TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi alenen stadımızda başkanımıza parmak sallamakta ve Beşiktaş davet ettiğinde “Çok beklersiniz” diyebilmektedir. Diğer taraftan rakiplerimizin ise hakemler eli ile elde ettiği avantajları “ofsaytımsı” ve “ben ofsayt olduğunu düşünüyorum” ifadeleri ile yada “Yapay zeka” ile yola çıkıp “manuel atamaya” dönülmesi ile özetleyebiliriz. Hele ki TFF Danışmanı olan bir Avrupalı eski hakemin Beşiktaş Teknik Direktörünü basın üzerinden tehdit etmesi hafızalardan silinmemiştir. Saha içerisinde oynanıp kazanılması gereken maçlarımızda hakem katliamlarını ise anlatmaya ne satırlar yeter ne de zaman ki; Erman Toroğlu, Ahmet Çakar, Vahap Beyaz, Bülent Yıldırım, Cüneyt Çakır isimlerini vermek konuyu yeterince anlatır.
O zaman yapılması gereken daha adil ve adaletli bir yönetim için Beşiktaş’ın aday çıkartmasıdır! Çünkü herkes bilir ki; Beşiktaşlı TFF Başkanı adildir, Beşiktaş’a dahi iltimas geçmez.
Beşiktaş’ın da Türkiye’nin en büyük camiası olduğunu gerçeği göz önüne alındığında Beşiktaş Başkanı Hasan Arat’ın ve tabiri caizse topa girmesi gerekmektedir. Fenerbahçe’nin Servet Yarcımcı’yı, Galatasaray’ın ise Mehmet Büyükekşi’yi aday gösterdiği düşünülünce Başkan Hasan Arat öncülüğünde Beşiktaş’ın da bir aday çıkartması elzemdir. Zaten Başkan Hasan Arat’ın daha önce bu konuda bir açıklaması olmuştur. Arat “Bu işlere sporun içinden gelen insanların gelmesi lazım. Demokratik şekilde olmalı, çok aday olmalı.” sözleri ile niyetini belli etmiştir. O halde Beşiktaş’ın da artık 18 Temmuz’da masada oyun kuran aktör olarak masada yer alması lazımdır, gereklidir. Aksi halde yukarıda özet geçtiğimiz ama özetten çok ansiklopediler oluşturacak hakem faciaları ile elden kaçan şampiyonlukların yaşanması bu dönemde de muhtemeldir.
Başkanımız Hasan Arat’tan beklentimiz TFF seçimlerine az bir süre kalmışken bu 14 günlük süreyi tüm enerjisi ile buraya vermesi ve Beşiktaş’ın büyüklüğüne yakışır şekilde aday çıkartmasıdır.