Beşiktaş, yeni teknik patronu Giovanni van Bronckhorst ile Da Vinci tablolarını andıran futbol resitalini bu akşam Beşiktaş Tüpraş Stadında da sürdürdü. Antalyaspor karşısında sahaya çıkan kara kartal, dört golle tarihe not düştü. Yediği erken gol sonrası hücumun zarafetiyle savunmanın direncini harmanlayan Beşiktaş, geriye düştüğü maçta ortaya koyduğu performans ile taraftarının yüreğine su serpti. Haydi gelin biraz detaylara bakalım.
İLK YARI:
Aslında Beşiktaş, eksikleri dolayısı ile analizi oldukça kolay bir ekip ancak yine eksiklerine rağmen mevcut kaliteli oyuncularından dolayı önlem alınması bir o kadar zor bir ekip. Özellikle Samsunspor teknik ekibinin maç önü doğru analizi ile geçtiğimiz hafta zaman zaman zorlanan Beşiktaş, Antalyaspor’a karşı rahat bir maç oynadı diyebiliriz. Maçın geneline bakıldığında Beşiktaş, oyunda momentumu Antalyaspor’un “Doğru Oyun” oynadığı dk 45-55 arası hariç hiçbir an kaybetmedi.
Beşiktaş’ta maça sol stoperde başlayan Colley ile başlayalım. Maçın ilk saniyelerinde yaptığı yanlış tercih, takımının maça 1-0 geride başlamasına sebep oldu. Samsunspor maçında da değindiğim üzere, Beşiktaş oyun kurulumu esnasında sağ bek & sağ kanat ikilisini ve söz konusu kulvardaki potansiyel boşlukları kullanamıyor. Hazırlık maçlarından bu yana oluşan pas ezberleri & stoper tarafında orta – uzun kaliteli pas atabilme eksikliği dolayısı ile bu
durum kronikleşmeye doğru gidiyor.
Sol stoperde “sürekli” yanlış karar veren bir isim olduğundan takımın başı çok gereksiz bir şekilde ağrıyor. Yukarıdaki görsele bakalım. Henüz maçın başında topu alan Colley, Antalyaspor’un NET bir şekilde kontrol ettiği alana adeta pas değil, negatif anlamda “pimi çekilmiş bir el bombası” atıyor. Burada Ciro bir pas kanalı yaratmak istiyor ancak yüzü dönük olan Colley’in buradaki alanın “dolu” olduğunu görüp, görseldeki gibi farklı bir tercihe
yönelmesi (mümkünse sağ kanattaki alan) gerekirdi. (söz konusu an incelediğinde Paulista ve Musrati’nin Colley’i yönlendirme çabalarını da inceleyebilirsiniz. Sol stoper mevki şu an Beşiktaş’ın ÇOK ACİL transfer yapması gereken bir mevki. Aslına bakılırsa maç öncesi Antalyaspor’un elinde harika bir “Anti-Beşiktaş” oyun analizi vardı. Bu vesile ile Samsunspor teknik heyetini tekrar tekrar tebrik ederken, Beşiktaş adına zaafların bu kadar ayyuka çıktığı bir maçtan Alex de Souza ve ekibinin neden esinlenmeyi tercih etmediğini anlamak mümkün değil. Esinlenmeyi geçtim, Alex de Souza ve ekibi Beşiktaş karşısında en oynanmaması gereken anlayışı benimsemiş. Maç öncesi Beşiktaş cephesinde net bir sol bek problemi de varken ve burada Beşiktaş’ın stoper orijinli bir oyuncuyla oynayacağı çok net belliyken, Antalyaspor’un tek yapması gereken, Samsunspor’un Al-Musrati’ye uyguladığı sistemi bire bir uygulamaktı. Oyun kurulumu tarafında bekler ve sol stoper bu haldeyken “topu ileriye nasıl taşıyacağız” diye kara kara düşünen, senaryolar üreten Beşiktaş taraftarı herhalde ilk birkaç dakikayı izledikten sonra koltuğuna rahat rahat kurulmuştur, maçını keyifle izlemiştir. Antalyaspor, pek çok futbol severin beklediğinin aksine, rakibini “çok fazla derinde” karşılama tercihinde bulundu. Bu durum, Beşiktaş’ın oldukça kolay ön alana yerleşmesine sebep verirken, orta sahanın maestrosu Al-Musrati’ye herhangi bir önlem alınmaması, Beşiktaş’ın oyunun & temponun net hakimi olması ile sonuçlandı. Antalyaspor’un şansına Al-Musrati ilk 20 dakika oldukça donuk bir oyun sergiledi ancak yıldız oyuncu zamanla maçın ritmini yakalamayı da bildi. Antalyaspor tarafında oyun planı tamamen Rafa Silva’ya yönelik bir kurguydu. Amaç “derin” bloklarla Rafa Silva’ya oyun alanı bırakmamak, oyuncuyu etkisiz hale getirmekti. Ancak ilerleyen tweetlerde de göreceğiniz üzere, oyuncu o kadar özel bir oyuncu ki, oyuncuyu basit taktikler ile durdurmanız imkansız, yine ne yaptı etti, yoktan var etti, aldı verdi koştu attı, maça damgasını vurdu. Antalyaspor’un yukarıda bahsettiğim Yine benzer şekilde ufak bir Antalyaspor karşılama sekansı:
İKİNCİ YARI:
İkinci yarı, Antalyaspor cephesinin doğru saha içi taktik adaptasyonu ile başladı. Maç başında da değindiğim üzere, Antalyaspor’un temelde yapması gereken hamle, Al-Musrati’yi oynatmamaktı. Ki nitekim Antalyaspor ikinci yarı sahada yaklaşık bir 10-15 dakika bunu deneyince, hem oyun momentumunu lehine çevirdi, hem de skoru buldu.
Tabi Antalyaspor cephesi bunu uygularken, Samsunspor kadar net ve etkin bir şekilde sahaya yayılamadı. Görsele bakalım, Antalyaspor yakın oyuna devam ediyor ancak saha içi diziliş konusunda zaman zaman vasatın çok altında kaldılar.
Bahsettiğim 10-15 dakikalık “Doğru” Antalyaspor oyunundan bir başka sekans. Beşiktaş’ın kontrolü ele almakta zorlandığı anlar:
Bahsettiğim aralıkta Antalyaspor cephesi her ne kadar doğru oyunla etkili olmaya çalışsa da, bu süre zarfında Al-Musrati’yi TEK bir anda unuttular.
Beşiktaş uğraşılması, kontrol edilmesi gerçekten çok zor bir takım. Ufak bir not düşmekte fayda var, her ne kadar kalitesi taraftar gruplarınca sorgulansa da, Rashica’nın bu sezon Gio kontrolü altında çıktığı taktiksel seviye, gerçekten MUAZZAM. Tabi hocanın temelde istediği kanat profili, biraz daha iyi bire bir oynayabilen, daha özel yetenek sahibi, asist kalitesi olan bir ön alan oyuncusu. Beşiktaş ile adı geçen Angelo Gabriel tam bu profil.
Sizlerle belki de maçın içindeki “futbol” kalitesinden haklı olarak daha çok konuşulan bir pozisyonu da paylaşmak istedim. Ki zaten bu kart ile, Antalyaspor maçtan tamamen kopuyor diyebiliriz.
Bu pozisyonun AÇIKLANABİLİR, SİNEYE ÇEKİLİR BİR YANI YOK.
Son olarak, biraz da Ndour’u konuşalım. Sizlerle Serencebey üzerinden bir Ndour yazısı (https://serencebey.com.tr/cher-ndour-analizi/) paylaşmıştım. Oyuncu süre aldığı aralıkta ne yazdıysam onu oynadı diyebilirim. Yazıya henüz okumadıysanız bir göz gezdirebilirsiniz. Şu an için oyuncunun en üst elit seviye yerine bizimle olmasının yegâne sebebini anlatan görseli ekte bırakıyorum. Birlikte bakalım:
Ndour, pozisyon bilgisini geliştirdiği takdirde belki de son yıllarda ortaya çıkan en net karma 6-8-10 (Pogba versiyon 2.0 olarak tabir ediyorum) oyuncusu olacaktır.
Tabi, oyuncu hakkındaki yazımda oyuncunun “sinir bozucu” bir boyutta baskıdan harika çıkışlarından da bahsetmiştim, tadı damaklarda kalan malum asistiyle maç analizini tamamlayalım.
Özetle, Beşiktaş, Gio ile yoluna bu akşam da tam gaz devam etmiştir. Teknik ekibi ve futbolcuları tebrik ederim. Takımın bariz eksiklerini epey konuştuk, özellikle sol stoper konusu, Beşiktaş’ın MUHAKKAK çözmesi gereken, ÖNCELİKLİ bir konudur. Önümüzdeki maçlarda görüşmek dileğiyle, FORZA BEŞİKTAŞ.
Analiz- Alper Gün