Güzel bir İstanbul akşamında Sivasspor’u konuk eden Beşiktaş, taraftarının karşısında rahat bir galibiyete daha imza attı. Her ne kadar 5-0 benzeri bir skor farkı olmasa da sezon başından bu yana oynanan resmi karşılaşmalar düşünüldüğünde Beşiktaş adına bu maçın belki de en net, tek taraflı maç olduğunu söyleyebiliriz. Sivasspor cephesi kalite farkının getirdiği zorunluluk dolayısıyla çok güvenli bir oyun tercihine yönelirken ev sahibi Beşiktaş, klasik A planı ile sahadaydı. Gelin biraz detaya inelim.
Maçın derin detaylarına inmeden, Felix Uduokhai’nin gerçekten çok net bir transfer olduğunu söylemek istiyorum. Oyuncu gerek sahada duruşu gerek topla olan rahatlığı ile daha ilk karşılaşmasında ciddi bir güven aşıladı. Oyuncuya yönelik söyleyebileceğim en net artı ise, oyuncunun yaptığı pas tercihleri esnasında topun şiddetini HARİKA ayarlayışıydı. Bu artıyı her stoperde göremezsiniz, bu artı özellikle daha elit takımlara karşı set hücumlarında topu
daha hızlı ve efektif yönlendirmenize, topun hakimiyetini sağlamanıza olanak sağlar. Yönetimi tekrar tekrar bu transfer için tebrik ederim.
Detaylara inecek olursak, Gio, Svensson’un oyun repertuarı gereği bir süredir oyun kurulumunda geride asimetrik bir düzen tercih ediyor. Bu durum, Rashica’nın da çizgiye basışı ile zaman zaman Beşiktaş’a aslında rakip sağ half-space üzerinden aksiyonlar yaratabilme imkânı veriyor. Tabi bu kâğıt üstünde. Bu imkânı değerlendirebilmeniz için, sağa sola al-ver yapan bir sağ bekten ziyade, oyun kurulumunda sağ stopere kaydığında ileri dikine kilit/direkt pas atabilen oyun kurucu – teknik bir sağ beke ihtiyacınız var. Svensson bu
profilde bir oyuncu değil. Görsele bakalım.
Standart oyun kurulumunda Beşiktaş’ta Rashica rakip sol beki tabiri caizse pozisyonusayesinde savunma hattından “ayıklarken” , rakip sol stoper ise tamamen Rafa Silva’ya odaklanmış durumda. S.Camara özelinde bu detayı söylemek herhalde yanlış olmaz,oyuncuya net bir şekilde bire bir Rafa Silva ile tehlikeli bölgede buluştuğunda oyna talimatı verilmiş. Bu durumu Beşiktaş çok daha iyi değerlendirebilmeliydi.
Kurguya ve bu maç özelinde Rafa Silva bu kadar rakip savunma gözünde ön plandayken ek olarak merkez 8 oyuncunuz, sahte 9 / gezgin 10 profilinde oynayan oyuncunun yaratacağı boşluklara da koşular göstermeliydi. Beşiktaş bunu tam anlamıyla başaramadı, denemelerde de genelde çok derinden koşular gösterildi.
Atletizmi ile artıları toplayan Gedson Fernandes ile Beşiktaş bu kurguyu denedi ancak denemeler oldukça cılız kaldı. Tabi tüm bunlar yaşanırken de sağ ön oyuncunuz, rakip sol beki sırtında gezdirecek kadar CAYDIRICI olmalı. Sivasspor’un buradaki en temel hatası, merkezde de net bir pivot 9 yokken, Rashica’ya bu kadar yakın bire bir oynamaktı. Bu yanlışlarından oldukça uzun bir süre vazgeçmediler ancak Beşiktaş da maalesef bu hatayı
değerlendiremedi. Kâğıt üstünde bu denli bariz gözüken, yukarıda aktardığım bu “potansiyel” sahte 9 / gezgin 10 oyun stilinin uygulanamadığı, Sivasspor yerleşiminde ciddi risk barındıran bir diğer örnek için görseli inceyelim:
Burada gözler Rafa Silva’da. Özellikle Camara’nın vücut dilini dikkatle inceleyin. Rafa Silva göstereceği bir yalancı koşu ile Camara’nın arkasını açmalı ve Gedson da bu kadar derinde olmamak kaydıyla pozisyon alıp, o alana koşular göstermeliydi. Konuyla ilgili bir diğer görsel:
Gözler yine Rafa Silva’daRafa Silva, geldiği günden bu yana gerçekten hem topla yapabildikleriyle hem de topsuz durumda düşündükleriyle beni ve pek çok futbol severi kendine hayran bırakan bir oyuncu. Oyuncunun futbol zekâsı ve pozisyon alışkanlığı gerçekten ÜST DÜZEY. Görsele bakalım. Burada Rafa Silva, Sahte 9 / Gezgin 10 kurgusunda olması gereken ilk adımı bizlere gösteriyor:
Ancak tabi yukarıda da değindiğim üzere, yaratılan bu boşluk, Beşiktaş orta sahası tarafından değerlendirilmiyor. Bu oyun şablonu pek çok Anadolu takımına karşı çok iyi uygulamamız gereken bir tablo aslına bakarsanız. Takımın bu formatı & sistemi iyice yalayıp yutması gerek. Bir başka potansiyel sahte 9 / gezgin 10 pozisyonu:
Beşiktaş yukarıda anlattığım kurguya yeltendi ancak elit seviyede gerçekleştiremedi ve rakibini çok kolay bir şekilde açabilecekken, devreyi 3-0 , 4-0 gibi bir skorla kapatabilecekken sadece bir penaltı golüyle ilk yarıyı 1-0 önde kapadı.
Penaltı pozisyonuna da değinelim. Normalde analiz yazılarımda ya da verdiğim demeçlerde asla ve asla hakem konuşmam ancak bu kadar açık bir pozisyonun neden öncelikle direkt hakem tarafından penaltı ile cezalandırılmadığının ve sonrasında da VAR tarafındaki incelemenin neden bu kadar sürdüğünü birilerinin çıkıp bizlere anlatması gerekiyor. Daha 3. 4. Haftadan bu şekilde durumlarla karşılaşıyorsa Beşiktaş, ligin sonlarını düşünemiyorum bile.
İkinci yarıda rakibi Sivasspor karşısında oldukça olgun bir “aktif dinlenme” oyunu oynayan Beşiktaş, topun değerini bilerek oynadı ve tempoyu tamamen “kendi inisiyatifinde” olmak üzere düşük tuttu. Şayet skoru aldıysanız ve rakibinizin de hücum tarafında eli kolu bağlıysa kaliteniz baz alındığında, bu şekilde bir aktif dinlenme tercihinde bulunarak futbolcu bazında fiziksel yıpranmaların önüne geçebilirsiniz. Bu oyun tercihini, Gio ve Beşiktaş adına son derece doğru bulduğumu söylemeliyim. Ayrıca bu tercih, eleştirilebilecek bir tercih de değil. Beşiktaş, bir yandan oyun kontrolünü sağlarken, bir yandan da sahada “kazandığı” senaryoda rakibinden riskli hamleler bekledi. Ancak Sivasspor cephesi haklı olarak kaliteleri gereği Beşiktaş’a karşı skoru 1-0’da tutmayı bile başarı olarak gördü ve risk almadı. Risk almayı bırakın, savunma bloklarında işleri daha da sıkılaştırdı. Görsele bakalım, ilk yarıya nazaran, daha sıkı ve kararlı savunma blokları gördük Sivasspor cephesinde:
Bir diğer benzer yerleşim:
Maçın son bölümlerinde atılan bir tembel – uzun top ile gelen hatayı değerlendiren Gedson Fernandes, maçın son bölümünde skoru belirledi 2-0. Böylelikle Beşiktaş, çok haklı, temiz bir galibiyet elde etmiş oldu.
Analiz- Alper Gün