Beşiktaş’ın Avrupa’yı garantilemesi için ligde en kötü 5. olması gereken ortamda taraftarlar yine durumun ciddiyetinin farkıdna olarak stadı doldurmuştu. Oyuncuların çoğunda bu ciddiyet olmasa da sürekli alan kaybeden Necip’in ilk 11’de olmaması, Demir Ege’nin sözleşme imzaladıktan sonra formayı alması maç öncesi önemli detaylardı.
Maç başladığında Musrati ile Demir Ege’nin uyumu kendini hemen belli etti. İlk yarı boyunca 11/10 isabetli uzun top atan Musrati’nin iyi bir ilk yarı geçirmesinde Demir Ege ile uyumu da etkili oldu.
Ön tarafta hiçbir finali bitiremeyen Rashica için hayal kırıklığı yaratan bir maç oldu. Cenk hayalet gibiydi ilk yarıda 6 kere topa dokunabildi. Semih yine çizgiye hapsoldu. Masuasu dikkatsiz ve savruktu. Tüm bunlarla beraber kronik hastalığımız olan ”duran toptan” gol yeme yine başımıza geldi. Skoru kaybettiğimiz ilk yarıda bu kadar olumsuzluk varken aslında oyunu kaybetmemiştik.
İkinci yarıda Serdar hoca yine ”ezbere” değişikliklerle başlayıp Musrati ile iyi anlaşan Demir Ege yerine sözleşmesi bitmek üzere olan Salih oyuna girdi. Salih ve Musrati maç içinde çok üst üste biniyordu önceki maçlarda yine aynısı oldu. Ox yerine oyuna giren Gedson enfes bir vuruşla skoru eşitlese de Masuaku’nun tembelliği ile yine geriye düştük.
Orta sahadaki akışı Salih hamlesiyle bozan Serdar hoca üstüne Musrati’yi çıkarıp Muci’yi alınca orta sahayı by-pass etti. Tamamen kaos futboluna dönen Beşiktaş’ta artık oyun kalmadı. Üstüne Semih çıkıp Aboubakar girince de doldur boşalta döndük.
Bu kaos futbolunda rezalet hakem performansını da unutmamak lazım. Ne avantaj kuralını uygulayabiliyor ne de maç içindeki sertlik düzeyini belirleyebiliyor. Bu hakemin bu seviyede maç yönetmemesi lazım. Kupa finali öncesi hakem performansı da Serdar hocanın performansı da korkutucuydu.
Finalde umarım Serdar hoca çok daha geç değişiklik yapar, hakemler kendi seviyelerine yakışır şekilde maç yönetir ve bu rezalet sezonu kupayla bitirebiliriz.
