Evet, önceki yazılarımızda Beşiktaş’ın tarihinin en kötü sezonu olduğunu, kupanın ne anlama geldiğini yazmış, kupa finalinin önemini anlatmıştık.
Peki ama Beşiktaş taraftarı kupa finalinin öneminin farkında mı? Kesinlikle hayır. Beşiktaş taraftarı istediği tek şey, bunların hepsinin aynı anda olması kaydıyla; Şenol Güneş gelsin, Sergen Yalçın akşam idmanına çıksın ve Flick gibi yabancı bir hoca kartal pençesi ile havaalanında poz versin. Transferleri söylemiyorum, saymıyorum bile.
Arkadaşlar, istediğiniz her şeyin kolay olması için önce o kupayı almak zorundayız. Hedefsiz, Avrupa’da olmayan bir takıma hoca da, oyuncu da getirmek çok zordur. Çünkü oyuncu da, hoca da kendini Avrupa’da göstermek isteyecektir. Bu gerçeklik kendi oyuncunuz için de geçerlidir. Avrupa sahnesinde oynayan bir Semih – Demir Ege ile sadece ligde oynattığınız Semih – Demir Ege arasında fark olacaktır. Bu oyuncular, bu sahnede ancak kendilerini maddi ve oyun anlamında yukarı çekebilirler. Böylece değerleri artacak, kulübün kasasına girecek para artacak.
Ama bakıyoruz, Beşiktaş taraftarı sosyal medyasında sanki her şey bitmiş, ligdeki konumu kesinleşmiş, kupayı almış, hatta TFF seçimlerini istediği gibi sonuçlandırmış da tek sorunu teknik direktör, Necip Uysal, sosyal medya yolsuzlukları kalmış gibi bunları konuşup duruyor. Bunun acısını, hakemler açıklanıp finaldeki – inşallah olmaz ama – hakem faciası ile kupayı verince çekecekler. Ama iş işten geçmiş olacak. Engelleri tek tek geçmemiz gerekiyor. Engelleri sırasıyla tek tek geçmezseniz, asla başarıya ulaşamazsınız. Beşiktaş taraftarının durumu tam olarak budur.
Peki, ne yapmalı?
Herkes önce kendisini final maçına, sonra etrafındaki insanları bu maça konsantre etmeli. Odak noktamızdan uzaklaşırsak, hedeften uzaklaşmış oluruz. Sosyal medya, final maçına kadar bazı şeyleri halının altına atıp, etiketlerle, tweetlerle camiasını kupa finaline kenetlemeli.
Sahi, Beşiktaş taraftarı kenetlenmek istiyor mu?